Mobilite Hikâyesi: Voltrun’ın doğuşu

700 şarj istasyonu ile elektrikli araçların Türkiye’deki yaygınlaşmasına destek veren Voltrun’ın markalaşma hikâyesi, gelecekte bu işin tarihçesi yazılırken not düşülmesi gereken bir konu olacak.            

Voltrun Genel Müdürü Berkay Somalı ile sohbet ettikten sonra bu yazıyı yazmak için bilgisayarın karşısına oturduğumda “mobilite hikâyesi” ifadesi içime doğdu. Voltrun gibi şirketler, Türkiye’de elektrikli araçlarla yazılan yeni mobilite hikâyesini oluşturuyor.           

Voltrun, şarj istasyonları ve bunların yönetim yazılımı konusunda uzmanlaşan Zebra Elektronik’in şarj istasyonlarının işletmeciliğinin gündeme gelmesiyle önce kendi içinde oluşturup daha sonra ayrı bir şirket haline getirdiği bir marka. Zebra Elektronik, üç ana işi yürütüyordu.           

Birincisi, kartlarının tasarlanması, bunların içindeki iliştirilmiş yazılımların geliştirilmesi ve bunların üretilmesi boyutları ile elektrikli araç ünitelerinin donanımsal her şeyinin yapılmasını kapsıyor. Burası, Ar-Ge’den üretime kadar olan süreci kapsıyor.          

İkincisi, bu istasyonların halka açık yerlere konulduğunda yönetilmesini sağlayan yönetim yazıcıları ya da sunucu yazılımlarını içeriyor. Ar-Ge döneminde bunların üzerinde de çalışan Zebra Elektronik 2016’da bunları piyasaya çıkarmaya başlıyor.            

Üçüncüsü ve Voltrun’ı şirketleşmeye götüren ise bunların işletilmesi. 2023’te Voltrun Enerji A.Ş. olarak şirketleşen marka, özellikle teknoloji geliştirme anlamında çalışmalarına devam ediyor. Somalı, bu adımın nedenini, “İnsanlar, şarj istasyonlarının yaygınlaşmasıyla Zebra’dan daha çok Voltrun’ı görmeye başladı. Bir marka olarak ön plana çıkan Voltrun’ı ayrı bir tüzel kişilik haline getirerek teknoloji geliştirme işini şarj ağı işletme operasyonundan ayırmak istedik. Bu ayrıştırmanın, Voltrun’ın ayrı bir şirket olarak kendi faaliyet alanındaki teşviklerden faydalanmasını kolaylaştıracağını da düşündük” sözleriyle açıklıyor.               

Ayrıştırarak bağlama ile esnek ekosistem kurmak faydalı

Somalı, bunun yarattığı esneklik için, “Voltrun, Zebra Elektronik’ten teknoloji alabildiği gibi, beğendiği bir diğer firmadan da teknoloji alabilir. Bu modelde Zebra Elektronik de Voltrun’a teknoloji ve ürün tedariki yapabileceği gibi, başka firmalara da kendi teknolojisini açabilecek ve onların istediği teknolojileri de üretebilecek. En başından zaten böyle olacağı belliydi” diyor. Ancak bu noktaya ulaşılacağının öngörülmesi ile bu noktaya ulaşılması, birbirinden farklı durumlara karşılık düşüyor. Bunun üzerinden durum tespiti yapıp, buradan sonraki yolculuğu öngörmek de bana düşen işi oluşturuyor. Voltrun ile ilgili daha ayrıntılı bir yazıyı vaat edip bu işe geçeyim. Teknoloji geliştirme ve servis işinin, Voltrun örneğinde olduğu gibi birbirinden ayrılması ya da benim bakış açımla yeni bir yapıda entegre edilmesi, Türkiye’nin birçok sorununu çözebilir.      

İlk aklıma gelenlerden biri, teknoparklarda üretim yapılamamasının teknoloji geliştirme ile geliştirilen teknolojinin oluşturulması arasındaki kopukluğun bu tür bir modelle ortadan kaldırılabileceği. Bu, sözün ifade ettiğinden daha ciddi bir problem ancak bu noktaya ulaşabilmek için atılan adımların basit olmadığını da ifade etmeliyim. Voltrun bu konuda da bize iyi bir örnek sağlıyor.          

Geleceği görmek yetmiyor; çok çalışmak gerekiyor

Voltrun’ın kökenleri, 2011’de bir startup şirketi olarak kurulan Zebra Elektronik’e dayanıyor. Elektrikli araçların çok gündemde olmadığı o dönemde bu konudaki çalışmaların fark edilip bu işte gelecek olmasının görülmesiyle kurulan şirket, ilk beş yılını bu konuda araştırma- geliştirme (Ar-Ge) çalışmaları yaparak geçiriyor.         

2016’ya kadar ürün ve yazılım geliştirmeye odaklanan şirketin, şarj ekosistemi için geliştirdiği ürünlerin donanım tarafını şarj üniteleri; yazılım tarafını ise bunların yönetim yazılımları oluşturuyor. O dönemde standartlar çok netleşmediği için bu yolculukta geriye dönüşler de yaşanıyor. Bu beş yılın sonunda Zebra Elektronik, hem şarj üniteleri hem de bunların yönetim yazılımları ile piyasaya çıkmaya başlıyor. Bu süreç olmadan, diğerlerini kurgulamak fazla bir anlam taşımıyor.

Kaynak: https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/mobilite-hikayesi-voltrunin-dogusu/703929